İNDİRİMLİ ORAN KDV İADE SİSTEMİ "İNŞAAT SEKTÖRÜ"
GENEL BİLGİ
Katma Değer Vergisi; vergi sisteminde dolaylı vergiler grubuna dahil olup, bu vergi sistemindeki oransal değişiklikler en son işleme taraf olanlara menfi yada müspet olarak yansımakta ve bu işlemlerin sonucu olarak hazineye intikal edecek tutarın ödenmesi yada iadesi hasıl olmaktadır.
Katma Değer Vergisinin indirim mekanizması ile diğer vergi türlerinden ayrıştırılmıştır. Bu mekanizma ile tahsil edilen vergiler ödenen vergilerden tenzil edilmek suretiyle hazineye intikal edecek nihai vergi doğmaktadır. Böylece, alınan vergilerin mal ve hizmetin bünyesinde kalması gibi durumlarda o mal veya hizmet üzerine ağır bir vergi yükü yüklenmesi önlenirken, diğer taraftan nihaî tüketiciye gelinceye kadar arada geçen aşama sayısından müstakil olarak, aynı tip mal ve hizmetlerin aynı vergi yükünü taşıması sağlanmış olmaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu (KDVK)’nun 29. maddesi ile indirim müessesesi düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, mükellefleryaptıkları teslimler veya ifa ettikleri hizmetler üzerinden hesaplayacakları vergiden, kendilerine yapılan teslimler veya ifa olunan hizmetler ile ithal ettikleri mallara ait vergiyi indirebilmektedirler. Genel kural bu olmakla birlikte, KDV sisteminde diğer ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde de vergi kapsamına giren işlemlerin;
-bir bölümü, ülkenin içinde bulunduğu sosyal, kültürel, ekonomik durumlar nedeniyle, uluslar arası ticarette rekabet eşitliği sağlayabilmek amacıyla ya da vergilendirme tekniğinden kaynaklanan nedenlerle vergiden istisna edilmiş,
-bir bölümü, Bakanlar Kuruluna tanınan yetkiye istinaden farklı oranlarda vergilendirilmiş,
-bir bölümü ise, alınacak verginin güvenliği açısından vergi tevkifatı kapsamına alınmıştır.
Buna göre, katma değer vergisinden istisna edilen, indirimli oranda vergilendirilen veya vergi tevkifatı uygulanan işlemler nedeniyle bu işlemlere konu olan mal ve hizmetlerin edinimleri veya üretimleri safhalarında ödenen vergiler, mükelleflerin üzerinde vergi yükü (finansman maliyeti) oluşturmakta, dolayısıyla mükelleflerin katlandıkları vergi yükünden arındırılabilmesi bu vergilerin iadeye konu edilmesi ile mümkün olacaktır.
KDV Kanunu’nun 32. maddesinde belirtilmemekle birlikte uygulamada “tam istisna” olarak adlandırılan ve aynı kanunun 11, 12, 13, 14, 15 ve 17/4-s maddeleri ile Geçici-17. maddesi ve (1) Seri No.lu Çerçeve Anlaşması uyarınca vergiden istisna olan işlemlerle ilgili olarak yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen vergi, bu işlemleri yapanlara iade edilmektedir. İade işleminin amacı, bu kapsamda yapılan işlemlerin vergiden istisna olması nedeniyle vergi hesaplanmaması ancak, bu işlemlerle ilgili yüklenilen verginin bulunması ve yüklenilen bu verginin indirim konusu yapılamaması nedeniyle mükelleflerin üzerinde bir vergi yükü oluşturmasının engellenmesidir.
Öte yandan, vergiden istisna olmamakla birlikte, genel oranda vergi ödenerek temin edilen girdilerden üretilen mal veya hizmetlerin indirimli oranda vergi uygulanmak suretiyle teslim edilmesi halinde, hesaplanan vergi her zaman genel oranlı girdiler nedeniyle ödenen verginin indirimi için yeterli olmamaktadır. Bu durumda, mükelleflerin vergi yükünden arındırılabilmesi amacıyla KDV Kanunu’nun 29/2. maddesi ile aynı kanunun 28. maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanarak Bakanlar Kurulu tarafından vergi oranları indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilen sınırı aşan vergi yılı içinde mahsuben, mahsuben iade edilemeyen kısmı ise izleyen yılda mükelleflerin isteğine bağlı olarak nakden veya mahsuben iade konusu yapılabilmektedir.
İADENİN KAPSAMI
KDV Kanunu’nun 28. maddesinde KDV oranı, vergiye tabi her bir işlem için olarak belirlenmiş olup, ayrıca Bakanlar Kuruluna bu oranı,
-dört katına kadar artırma,
-% 1’e kadar indirme,
-bu oranlar dahilinde muhtelif mal ve hizmetler ile bazı malların perakende safhası için farklı vergi oranları tespit etme yetkisi verilmiştir.
Kanundan kaynaklanan bu yetkiye istinaden Bakanlar Kurulu muhtelif tarihli Resmi Gazetelerde yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararnameler ile indirimli oranda vergiye tabi mal ve hizmetleri (I) ve (II) sayılı listeler halinde belirlemiştir.
Biz bu yazımızda KDV kanununun 28 .maddesine göre hazırlanan (I) sayılı listenin 11 bend hükmü ile ilgili olan “Net alanı 150 m2 ye kadar konut teslimi” kısmı yazımızın konusunu oluşturmaktadır.
GEÇMİŞ DÖNEMLER İTİBARİYLE İNDİRİMLİ ORAN İADE UYGULAMALARI
· 31.12.1998 Tarihinden Önce İade Uygulaması
3297 sayılı Kanun ile KDV Kanunu’nun 29/2. maddesinde;
“Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur ve iade edilmez. Şu kadar ki; 28. madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen sadece temel gıda maddeleri ile ilgili olup, indirilemeyen vergi iade olunur” şeklinde değişiklik yapılmak suretiyle sadece, indirimli oranda vergiye tabi temel gıda maddeleri ile ilgili yüklenilen ve işlemin gerçekleştiği dönemde indirim yoluyla giderilemeyen vergilerin mükelleflere iade (nakden/veya mahsuben) hakkı tanınmıştır.
İade uygulaması, indirimli oranda vergiye tabi temel gıda maddeleri ile sınırlı olup, yüklenilen verginin teslimin gerçekleştiği dönemde indirim yoluyla giderilememesi halinde gündeme gelmektedir. Ancak, bu kapsamda iade edilecek verginin hesabında, iade edilecek vergi tutarına indirimli oranda vergiye tabi temel gıda maddelerinin alımları nedeniyle ödenen vergiler yanında genel imal ve idare gideri ile ATİK’ler nedeniyle ödenen ve satış maliyetlerine dahil edilmesi gereken giderlerden de pay verilmesi gerekir.(24 ve 39 Seri No.lu KDV Genel Tebliğleri)
· 01.01.1999 Tarihinden Sonra İade Uygulaması
KDV Kanunu’nun 29/2. maddesinde 4369 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmak suretiyle daha önce sadece temel gıda maddeleri ile ilgili öngörülen özel düzenlemeye son verilmiş olup, bunun yerine temel gıda maddeleri de dahil olmak üzere Bakanlar Kurulu’nca vergi oranları indirilen tüm mal ve hizmetlerle ilgili yüklenilen ve yılı içerisinde indirilemeyen, tutarı da Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek sınırı aşan verginin mükelleflere iadesi imkanı getirilmiştir. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esasların tespiti konusunda ise Maliye Bakanlığı’na yetki verilmiştir.
Yapılan bu değişiklikle, indirimli oranda vergiye tabi her türlü mal teslimi veya hizmet ifası nedeniyle yüklenilen ve yılı içerisinde indirim yoluyla giderilemeyen verginin mükellefe iadesine imkân sağlanmış olmaktadır.
Ancak, iadesi talep edilebilecek vergi, indirimli oranda vergiye tabi teslim ve hizmetlerin bünyesine giren vergiler ile genel imal ve genel idare giderleri ile ATİK’ler nedeniyle ödenen ve satış maliyetlerine dahil edilmesi gereken giderlerle sınırlı olacaktır.(76 Seri no.lu KDV Genel Tebliği)
· 01.01.2004 Tarihinden Sonra İade Uygulaması
KDV Kanunu’nun 29/2. maddesinde 5035 sayılı Kanunla değişiklik yapılmak suretiyle Bakanlar Kurulu’nca vergi oranları indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup, teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirim yoluyla giderilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulu’nca tespit edilecek sınırı aşan vergi konusunda mükelleflere yılı içinde mahsuben iade imkânı getirilmiştir.
Yapılan bu düzenlemeyle, indirimli oranda vergiye tabi teslim ve hizmetlerle ilgili olarak yüklenilen ve işlemlerin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirim yoluyla giderilemeyen vergilerin yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle mükelleflerin;
-vergi borçlarına,
-sosyal sigorta prim borçlarına,
-genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan borçlarına,
-döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51’i veya daha fazlası kamuya ait olan veya
özelleştirme kapsamında bulunan işletmelerden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına,
mahsuben iade imkanı sağlanmıştır.
Buna göre, indirimli oranda vergiye tabi işlemlerden doğan KDV iadesi, hak sahibi mükelleflere yıllık olarak yapılmakta iken 5035 sayılı Kanun ile belirlenen ve yukarıda belirtilen borçlara, vergilendirme dönemleri itibariyle aylık olarak mahsuben iade yolu açılmış olmaktadır.
Ancak, 5035 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeye ilişkin Maliye Bakanlığı’nca aylık mahsuben iadenin yapılmasına esas olacak usul ve esaslar 2006 ve izleyen yıllarda gerçekleştirilecek indirimli oranda vergiye tabi işlemler için geçerli olmak üzere 99 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile belirlendiğinden 2004 ve 2005 yıllarında aylık mahsuben iade imkânı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, aylık mahsuben iadesi yapılamayan verginin izleyen yılda en erken Ocak vergilendirme dönemine ilişkin olup Şubat ayında, en geç ise Kasım dönemine ilişkin olup Aralık ayında verilecek beyannamede yıllık olarak nakden veya mahsuben iadesi talep edilebilecektir.
· 01.01.2006 Tarihinden Sonra İade Uygulaması
KDV Kanunu’nun 29/2. maddesinde; 5615 sayılı Kanunla değişiklik yapılmak suretiyle Bakanlar Kurulu tarafından vergi oranları indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup, teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulu’nca tespit edilecek sınırı aşan verginin bu mükelleflerin;
-vergi borçlarına,
-sosyal sigorta prim borçlarına,
-genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile
sermayesinin % 51'i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmeler ile
organize sanayi bölgelerinden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına,
yılı içinde aylık mahsuben, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin ise izleyen yılda nakden veya mahsuben iadesine imkan sağlanmıştır.
Ayrıca 5766 sayılı Kanunla, Bakanlar Kurulu’na vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, ATİK’ler dolayısıyla yüklenilen KDV’nin iade hakkını kaldırmaya; Maliye Bakanlığı’na ise bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda yetki verilmiştir.
Bakanlar Kurulu Kanunun kendisine tanıdığı bu yetkiyi kullanarak, 19.07.2007 tarih ve 26941 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2008/13903 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile (II) sayılı listenin “B) Diğer Mal ve Hizmetler” bölümünün 25. sırasında sayılan konaklama tesislerini işleten mükelleflerin 19.07.2008 tarihinden sonra indirimli orana tabi (konaklama hizmetleri) işlemleri işlemlerinden doğan iade hesabına (ATİK)’ler dolayısıyla yüklenilen vergilerden pay verilmeyeceği kararlaştırılmıştır.
·23.06.2012 Tarihinden Sonra İade Uygulaması
KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulunca vergi oranları indirilen teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV tutarlarının, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen sınırı aşan kısmı, bu Tebliğin (4.2.) bölümünde belirtilen borçlara yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle mahsuben, izleyen yıl içerisinde talep edilmesi kaydıyla nakden ya da söz konusu borçlara mahsuben iade edilebilecektir.
İndirimli oran kapsamında yer almakla birlikte verginin konusuna girmeyen veya KDV den istisna edilen işlemler dolayısıyla yüklenilen vergiler bu Tebliğ kapsamında değerlendirilmeyecektir.
Buna göre indirimli oran kapsamındaki işlemlerden;
- KDV'nin konusuna girmeyenler KDV beyannamesine dâhil edilmeyecek,
- Kısmi istisna kapsamına girenler dolayısıyla yüklenilen vergilerin indirim ve iadesi söz konusu olmadığından, yüklenilen bu vergiler işin mahiyetine göre gider, maliyet veya kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacak,
- Tam istisna kapsamına girenler (ihraç kaydıyla teslimler hariç) dolayısıyla yüklenilen vergilerden indirim yoluyla telafi edilemeyenler ise, ilgili işleme ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde iade edilecektir.
Konutlarda 150 M2 Net Alanın Hesaplanması
31.12.1984 tarih ve 18622 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 9 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (1-b) bölümünde; KDV Kanunu’nun uygulamasında “net alan” deyiminin, faydalı alanı ifade ettiği, faydalı alandan maksadın ise konut içerisinde duvarlar arasında kalan temiz alan olduğu belirtilmiştir. 16.12.1988 tarih ve 20021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 30 Seri Numaralı KDV Genel Tebliği’nin (E) bölümünde ise;
“Bakanlığımıza intikal eden olaylardan balkon, kömürlük, garaj, asansör boşluğu gibi yerlerin istisna karşısındaki durumu konusunda tereddüde düşüldüğü anlaşıldığından bu konuda aşağıdaki şekilde hareket edilmesi uygun görülmüştür.
1. Balkon, kömürlük, garaj, asansör boşluğu ve benzeri yerler, konutlardan ayrı olarak kullanılmaları mümkün olmadığından prensip olarak istisna kapsamı içinde mütalaa edilecektir.
2. Bu yerlerin 150 m2'lik sınırın hesabında ne ölçüde dikkate alınacağı ise 3 Seri No.lu "Konut İnşaatı ve Yatırımlarda Vergi, Resim, Harç Muafiyet ve İstisnası" Genel Tebliğinin 4. bölümündeki açıklamalara göre belirlenecektir.
"Halk konutu standartları"nın değişik 3 ve 4. maddelerine atıfta bulunan bu açıklamalara göre;
a) Faydalı alan konut içerisinde, duvarlar arasında kalan temiz alandır.
b) Faydalı alan genel olarak duvar yüzlerinde 2,5 cm sıva bulunduğu kabul edilerek, proje üzerinde
gösterilmiş bulunan kaba yapı boyutlarının her birinden 5'er cm. düşülmek suretiyle hesaplanır.
Ancak konutlarda kapı ve pencere şeritleri, duman ve çöp bacası çıkıntıları, ışıklıklar ve hava bacaları; karkas binalardaki kolonların duvarlardan taşan dişleri; bir konuttaki balkonların veya arsa zemininden 0,75 m.den yüksek terasların toplamının 2 m2'si çok katlı binalarda yapılan çekme katların etrafında kalan ve ticaret bölgelerinde zemin katların komşu hududuna kadar uzaması ile meydana gelen teraslar; çok katlı binalarda genel giriş, merdiven, sahanlıklar ve asansörler; iki katlı tek ev olarak yapılan konutlarda iç merdivenlerin altında 1,75 m. yüksekliğinden az olan yerler; bodrumlarda konut başına bir adet, konutun bulunduğu bina dışında konut başına 4 m2'den büyük olmamak üzere yapılan kömürlük veya depo; kalorifer dairesi, yakıt deposu, sığınak, kapıcı ve kalorifer dairesi, müşterek hizmete ayrılan depo, çamaşırlık;bina içindeki garajlar ile bina dışında konut başına 18 m2'den büyük olmamak üzere yapılan garajlar, faydalı alan dışındadır.
Bina dışındaki kömürlük ve depoların 4 m2'yi, garajların 18 m2'yi aşan kısmı, ait oldukları konutun faydalı alanına dahil edilirler.”şeklinde açıklanmıştır.
Buna göre, çok katlı apartman dairelerinde konutun bulunduğu bina dışında konut başına 4 m2’den büyük olmamak üzere yapılan kömürlük veya depo; kalorifer dairesi, yakıt deposu, sığınak, kapıcı ve kalorifer dâiresi, müşterek hizmete ayrılan depo, çamaşırlık; bina içindeki garajlar ile bina dışında konut başına 18m2den büyük olmamak üzere yapılan garajlar, faydalı alan dışında değerlendirilmektedir.
Ancak, müstakil konutlarda müşterek kullanım söz konusu olmadığından, bu konutların büyüklüğü hesaplanırken kömürlük, depo, kalorifer dairesi, yakıt deposu, sığınak, kapıcı ve kalorifer dairesi,çamaşırlık ve garaj gibi yerlerden 30 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde belirlenen m büyüklüklerin faydalı alan dışında tutulması mümkün bulunmamakta olup, müstakil konutlarda bu yerlerin de faydalı alan içinde değerlendirilmesi ve 150m2'nin hesabında dikkate alınması gerekmektedir.
Net Alanı 150 m2’nin Altında Konut Teslimler ile İçindeki Eşyaların Tesliminde KDV Oran Uygulaması
KDV Kanunu’nun 28. maddesinin Bakanlar Kurulu’na verdiği yetkiye istinaden yayımlanan 30.12.2007 tarih ve 2007/13033 sayılı Kararname Eki “Mal ve Hizmetlere Uygulanacak KDV Oranlarının Tespitine İlişkin” Karar uyarınca mal teslimleri ve hizmet ifalarına uygulanacak KDV oranları bu Karara ekli I sayılı listede yer-alan teslim ve hizmetler için % l, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer alanlar hariç olmak üzere vergiye tabi işlemler için % 18 olarak yeniden belirlenmiştir.
Söz konusu Kararname eki l sayılı listenin 11. sırasında net alanı 150 m2'ye kadar konutları yer almaktadır. Buna göre, söz konusu Kararname ile net alanı 150 m2’nin altında olan konutların tesliminde % 1 oranında KDV uygulanmasına imkan tanınmış olup, konut ile birlikte teslimi yapılan eşyalar için bu eşyaların tabi olduğu KDV oranı uygulanacaktır.
Öte yandan, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın muhtelif tarihli görüşlerinde “konut sahibi olacak kişilerce sökülüp taşınarak tekrar kurulup kullanılabilen eşyaların konutun kullanılmasına ilişkin demirbaş olduğu ve inşaat maliyetine dahil olmadığı” belirtilmiştir.
Bu itibarla, jakuzi, mobilya, beyaz eşya, taşınabilir klima gibi eşya teslimlerinin konut teslimi olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu eşyaların tesliminde eşyanın tabi olduğu KDV oranının uygulanması gerekmektedir.Ayrıca, konut ile birlikte teslim edilen bu eşyaların temininde ödenen KDV genel esaslara göre indirim konusu yapılabilecek ancak, konut satışına ilişkin iade hesabına dahil edilmeyecektir.
Öte yandan, net alanı 150 m2'ye kadar konut teslimlerinde işlemin bünyesine giren ve indirim konusu yapılamayan KDV'nin iadesi talep edilebilecektir. Yine, konutun inşasına yönelik olarak yapılan harcamalar, genel yönetim giderleri ve amortismana tabi iktisadi kıymetlerden işleme isabet eden paya ilişkin ödenen KDV,işlemin bünyesine giren vergiler kapsamında değerlendirilecektir.
Ancak, bir arada bulunan (site şeklinde olan) konutların ortak kullanımına ait olan ve sosyal ve kültürel ihtiyaçları karşılamak üzere yapılan alanlara (havuz, bahçe düzenlemesi, pergole vb.) ilişkin ödenen vergiler indirimkonusu yapılabilecek ancak, konut satışına ilişkin iade hesabına dahil edilmeyecektir. (Maliye Bakanlığı’nın görüşüde bu doğrultudadır.)
Mesken Olarak Teslim Edilmekle Birlikte Yapı İnşaat Ruhsatında Teslime Konu Gayrimenkulün Mesken Olmaması
KDV Kanunu’nun 28 inci maddesinin Bakanlar Kurulu’na verdiği yetkiye istinaden yayımlanan 30.12.2007 tarih ve 2007/13033 sayılı Kararname Eki Karar uyarınca mal teslimleri ve hizmet ifalarına uygulanacak KDV oranları bu karara ekli listelerde yer alanlar hariç olmak üzere vergiye tabi işlemler için % 18, I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8olarak yeniden belirlenmiştir.
Söz konusu Kararname eki I sayılı listenin 11 inci sırasında net alanı 150 m2’ye kadar konutlar yer almaktadır.
Buna göre, net alanı 150 m2’nin altında olan konut teslimleri % 1 oranında KDV’ye tabi olacaktır.
Ancak, yapılan yoklama ve incelemeler neticesinde mesken olduğu tespit edilmekle birlikte gayrimenkulün yapı inşaat ruhsatında ve yapı kullanma izin belgesinde “apart otel ünitesi”, “turizm tesisi”,“turistik tesis” veya pansiyon olarak kayıtlı olması halinde bu gayrimenkullerin tesliminde genel oranda (% 18) KDV uygulanması gerekmekte olup, söz konusu gayrimenkullerin alındıktan sonra konut olarak kullanılacak olması genel oranda KDV uygulamasına engel teşkil etmeyecektir. (Maliye Bakanlığı’nın görüşü de bu doğrultudadır.)
İnşaat Devam Ederken Satılan Konutlar
Maliye Bakanlığının 04.05.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.38.15.01-KDV-20-854-34 sayılı özelgesi;
“İnşaatı henüz bitmeden satılan ve faturası kesilen konutlar için yüklenilen KDV’nin iade talebinin konutların fiilen teslim edildiği yıl içinde yapılması gerektiği ve iade tutarına, teslim edilen konutlar için önceki yıllarda yüklenilen ve iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği yıla kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen vergilerin dâhil edilebileceği” yönünde görüş bildirmiştir. Buna göre örneğin; 2011 yılında inşaat devam ederken satışı yapılan 4 adet konutun faturası kesilmiştir. Bu 4 konuta ait iade hakkı konutların fiilen teslim edildiği veya tapularının verildiği tarih itibariyle doğacaktır. Fiilen teslim Aralık/2012 yılında gerçekleşmiştir. Bu durumda 2013 yılının Ocak ayından en geç Kasım / 2013 vergilendirme dönemi beyannamesi ile iade talep edilerek nakden iadesi alınabilecektir. Yani bu muktezada da belirtildiği üzere iade tutarına; teslim edilen mal veya ifa edilen hizmet için önceki yıllarda yüklenilen ve iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği yıla kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen vergilerin dahil edilebileceği belirtilmiştir.
İnşaat sektöründe,inşaat devam ederken halk tabiri ile toprakdan veya proje üzerinden konut satışı kat irtifak tapusu ile yapılabilmektedir. KDV kanununda vergiyi doğuran olay; teslim ve hizmetin fiilen gerçekleşmesi yada ileride teslim ve hizmet ifaları için faturanın önceden düzenlenmesidir. İlkinde yani malın ve hizmetin fiilen tesliminde vergiyi doğuran olay gerçekleşecek ve iadeye konu olabilecek ken, mal ve hizmetin gerçekleşmesinden önce düzenlenen ve vergiyi doğuran olayın vuku bulmasıyla fatura edilen bedel iadeye konu edilmeyecek malın ve hizmetin teslimi beklenicektir. İnşaatın tamamlanma tarihi bina iskan ruhsatının alındığı tarihtir. Fakat konutun iskanı alınmadan önce alıcıların kullanımına verilmesi halinde(elektrik, su, doğal gazın bağlanması,vs.)vergiyi doğuran olay gerçekleşmiş olacak ve iade hakkı da o tarih itibariyle doğacaktır.
Aslında teslim gerçekleşmeden yapılan satış bir avans niteliğindedir. Fatura düzenlenmesi ve KDV hesaplanması, bu satış bedellerinin Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi açısından satış hasılatı olarak dikkate alınmasını gerektirmemektedir. Maliye Bakanlığı ve Danıştay bu konuda aynı düşünmektedir.
Mahsubu Talep Edilebilecek Borçlar
İndirimli orana tabi işlemlerden doğan KDV iade alacakları, mükellefin kendisine ait; ithalde alınanlar da dahil vergi borçlarına, sosyal sigorta primi borçlarına ve % 51 veya daha fazla hissesi kamuya ait kuruluşlardan temin ettikleri elektrik ve doğalgaz borçlarına mahsup edilebilecektir.
Faaliyetleri indirimli oranda KDV'ye tabi işlemlerden oluşan kollektif şirketler ile adi ortaklıklar adına ortaya çıkan KDV iade alacakları, yukarıda belirtilen borçların yanı sıra yalnızca söz konusu şirket ortaklarının vergi (ithalde alınanlar dâhil) ve sosyal sigorta prim borçlarına da mahsup edilebilecektir. Öte yandan Kurumlar Vergisi Kanununa göre vergi dairesine iş ortaklığı olarak mükellefiyet tesis ettiren işletmelerin, diğer kurumlar vergisi mükelleflerinde olduğu gibi ortaklarının vergi ve sigorta prim borçlarına bu uygulama kapsamında mahsup yapılması mümkün bulunmamaktadır.
İndirimli orana tabi işlemlerden doğan KDV iade alacaklarının mükelleflerin kendi elektrik ve doğalgaz borçlarına mahsubu ise aşağıda belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yerine getirilecektir.
Elektrik ve doğalgazı, % 51 veya daha fazla hissesi kamuya ait kuruluşlardan temin eden iade hakkı sahipleri, bu kuruluşlara başvurarak fatura bedellerini KDV iade alacaklarına mahsup suretiyle ödemek istediklerini belirtecekler ve bağlı oldukları vergi dairesine ibraz etmek üzere fatura bedellerinin yatırılacağı bir banka hesap numarası talep edeceklerdir.
Satıcı kuruluşlar, % 51 veya daha fazla hisselerinin kamuya ait olduklarını da belirtmek suretiyle fatura bedellerinin yatırılacağı banka hesap numarasını gösteren yazıyı mükellefe vereceklerdir. Mükellefler, satıcılardan alacakları yazı veya yazıları, bir defaya mahsus olmak üzere, bir dilekçe ekinde bağlı oldukları vergi dairesine verecekler, dilekçede indirimli orana tabi işlemlerinden doğan iade alacaklarını doğalgaz ve/veya elektrik borçlarına mahsup suretiyle ödemek istediklerini belirteceklerdir. Dilekçe ve eki, vergi dairesince doğalgaz/elektrik satıcısı işletmeden alınacak teyit sonrasında geçerlik kazanacaktır. Dilekçede yer alan bilgilerde değişiklik olması halinde, mükellefler tarafından değişiklikler gecikmeden vergi dairesine bildirilecektir.
Mahsup talebi, KDV beyannamesinin verilmesinden sonra bir dilekçe ile yapılacaktır. Dilekçeye, bu Tebliğin (4.1.) numaralı bölümünde belirtilen belgelerin yanı sıra doğalgaz/elektrik faturasının iadeyi talep eden firma yetkililerince aslına uygunluğu kaşe ve imza tatbik edilmek suretiyle onaylanmış fotokopisi eklenecektir. Bu faturada yer alacak ceza, faiz ve benzeri unsurlar da mahsuba esas tutara dâhil olacaktır.
Mahsup talebi için fatura örneğinin ibrazı zorunludur. Satıcı kuruluş yetkililerince onaylanmış da olsa borcun miktarını gösteren fatura dışındaki belge veya yazılara dayanılarak mahsup yapılmayacaktır. Mahsup dilekçesinde doğalgaz/elektrik dağıtıcısı kuruluşun banka hesap numarası da belirtilecektir.
Süresinden Sonra İade Talebinde Bulunulması
İade alacağının ait olduğu aylık dönemde mahsuben iadesinin talep edilmesi ihtiyaridir. Bu sebeple indirimli orana tabi işlemleri bulunan mükellefler hak kazandıkları iade miktarını cari yılın sonraki dönemlerinde mahsuba konu edebilecekleri gibi, bir sonraki yılda da bu Tebliğin (4) numaralı bölümündeki açıklamalara göre talep etmeleri şartıyla nakden veya mahsuben geri alabileceklerdir.
Ancak süresinde iade hakkını kullanmayan mükelleflerin, daha sonra düzeltme beyannameleri ile iade talebinde bulunmaları mümkün değildir.
İzleyen yılın Ocak-Kasım dönemlerinde usulüne uygun olarak iade talebinde bulunan mükelleflerin de talep edilen iade tutarını artırmak amacıyla, sonraki yıllarda bu dönemlere ilişkin düzeltme beyannamesi vermek suretiyle iade talebinde bulunmaları söz konusu değildir. Ancak izleyen yıl içerisinde talep edilen iade tutarının, aynı yıl içerisinde düzeltme beyannamesi ile artırılması mümkün olup bu şekilde artırılan kısmın iadesi münhasıran vergi inceleme raporuna göre yerine getirilecektir.
İade Taleplerinin Beyannamede Gösterilmesi
Yılı İçinde İade Taleplerinin Beyannamede Gösterilmesi
Yılı içindeki mahsuben iade taleplerinde "İstisnalar ve Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler" kulakçığındaki "Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler" tablosundan 406 kodlu satır seçilecek, satırın "Teslim ve Hizmet Bedeli" sütunu ile "İadeye Konu Olan KDV" sütununa bu Tebliğin (2.1.) numaralı bölümüne göre belirlenen iade tutarı yazılacaktır.
Yıllık İade Taleplerinin Beyannamede Gösterilmesi
Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergiler için izleyen yılda yapılacak iade taleplerinde, "İstisnalar ve Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler" kulakçığındaki "Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler" tablosundan 439 kodlu satır seçilecek ve bu satırın "Teslim ve Hizmet Bedeli" sütununa önceki yıldaki toplam işlem bedeli, "İadeye Konu Olan KDV" sütununa bu Tebliğin (2.2.) numaralı bölümündeki açıklamalara göre belirlenen iade tutarı yazılacaktır.
119 SayılıTebliğ Kapsamında ki Örnek Uygulama
Tarım aletlerinin ticaretini yapan mükellef (Z) nin, 2011 yılında yapmış olduğu indirimli orana tabi teslimleriyle ilgili bilgiler aşağıdadır.
1. Mükellefin Aralık/2010 vergilendirme döneminden devreden vergisi 50.000 TL dir.
2. Şubat/2011 vergilendirme döneminde 2011 yılı için belirlenen alt sınır olan 14.300 TL'lik tutar aşılmış ve mükellef, bu tutarı aşan 5.700 TL'nin iadesini talep etmiştir. Bu tutarın tamamı mükellefin kendisine ait vergi borçlarına mahsuben iade edilmiştir.
Mükellef yukarıda belirtilen bilgiler çerçevesinde Şubat/2011 vergilendirme dönemi iade talebi için aşağıdaki tabloyu hazırlayacaktır.
Tablo 1:
DÖNEM |
İ N D İ R İ M L İ O R A N A T A B İ İ Ş L E M |
FARK |
ÖNCEKİ DÖNEM SONU İADE EDİLEBİLİR KDV TUTARI |
TOPLAM |
DEVREDEN KDV |
CARİ DÖNEM SONU İADE EDİLEBİLİR KDV TUTARI |
MAHSUP EDİLECEK KDV |
||
BEDEL |
HESAPLANAN KDV |
YÜKLENİLEN KDV |
|||||||
(1) |
(2) |
(3) |
(4) |
(5) |
(6) |
(7) |
(8) |
(9) |
(10) |
OCAK |
50.000 |
4.000 |
6.000 |
2.000 |
0 |
2.000 |
50.000 |
2.000 |
0 |
ŞUBAT |
200.000 |
16.000 |
34.000 |
18.000 |
2.000 |
20.000 |
84.000 |
20.000 |
5.700 |
Tablo ile ilgili açıklamalar aşağıdadır.
a) Mükellefin Ocak ayındaki indirimli orana tabi teslimlerine ilişkin KDV hariç bedel 50.000 TL, işlemin bünyesine giren KDV 6.000 TL, bu teslim üzerinden hesaplanan KDV 4.000 TL, yüklenilen ve hesaplanan tutarlar arasındaki fark 2.000 TL'dir. Bu tutar Ocak dönemi devreden KDV tutarından küçük olduğundan tamamı "Ocak Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" olarak hesaplanmıştır.
b) Şubat ayında yüklenilen ve hesaplanan KDV farkı 18.000 TL'dir. Bu tutarın "Ocak Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" tutarı ile toplanması ile bulunan 20.000 TL, Şubat sonu devreden KDV tutarı ile karşılaştırılmış, devreden KDV tutarı yüksek olduğundan 20.000 TL' nin tamamı "Şubat Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" olarak hesaplanmıştır. 20.000 TL kümülatif tutardır. Bu tutar, Ocak ve Şubat aylarını kapsayan 2 aylık dönem için hesaplanan toplam iade edilebilir KDV tutarı olup Bakanlar Kurulunca 2011 yılı için belirlenen 14.300 TL yi aştığından mükellefin mahsuben iade hakkı doğmuştur. Bu dönemde mükellef 14.300 TL'yi aşan kısım olan 5.700 TL'nin mahsuben iadesini talep edip bu tutarı devreden vergi tutarından çıkarmış ve iadesini talep ettiği tutarın tamamı mükellefin vergi borçlarına mahsuben iade edilmiştir.
3. Mükellef, Mart ve Nisan/2011 vergilendirme dönemlerinde indirimli orana tabi herhangi bir teslimde bulunmamıştır. Dolayısıyla bu dönemlerde iade talebinde bulunulması mümkün değildir.
4. Mükellefin Mayıs/2011 vergilendirme döneminde indirimli orana tabi 20.000 TL'lik teslimleri üzerinden hesapladığı KDV 1.600 TL, bu işlemleri nedeniyle yüklendiği KDV 900 TL olup aradaki 700 TL'lik fark, "Nisan Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" tutarından düşülmüş, "Mayıs Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" tutarı, ilgili yıl için belirlenen alt sınır (14.300 TL) ve Şubat/2011 döneminde mahsuben iadesi gerçekleşen (5.700 TL) tutar toplamını aşmadığı için mükellef iade talebinde bulunmamıştır.
5. Mükellef, Haziran/2011 vergilendirme döneminde 100.000 TL indirimli orana tabi teslimde bulunmuş, 15.700 TL iade talep etmiştir.
Mükellef, Haziran/2011 vergilendirme dönemindeki iade talebine yönelik olarak aşağıdaki tabloyu hazırlayacaktır.
Tablo 2:
DÖNEM |
İ N D İ R İ M L İ O R A N A T A B İ İ Ş L E M |
FARK |
ÖNCEKİ DÖNEM SONU İADE EDİLEBİLİR KDV TUTARI |
TOPLAM |
DEVREDEN KDV |
CARİ DÖNEM SONU İADE EDİLEBİLİR KDV TUTARI |
MAHSUP EDİLECEK KDV |
||
BEDEL |
HESAPLANAN KDV |
YÜKLENİLEN KDV |
|||||||
(1) |
(2) |
(3) |
(4) |
(5) |
(6) |
(7) |
(8) |
(9) |
(10) |
OCAK |
50.000 |
4.000 |
6.000 |
2.000 |
0 |
2.000 |
50.000 |
2.000 |
0 |
ŞUBAT |
200.000 |
16.000 |
34.000 |
18.000 |
2.000 |
20.000 |
84.000 |
20.000 |
5.700 |
MART |
0 |
0 |
0 |
0 |
20.000 |
20.000 |
90.000 |
20.000 |
0 |
NİSAN |
0 |
0 |
0 |
0 |
20.000 |
20.000 |
110.000 |
20.000 |
0 |
MAYIS |
20.000 |
1.600 |
900 |
-700 |
20.000 |
19.300 |
112.300 |
19.300 |
0 |
HAZİRAN |
100.000 |
8.000 |
24.400 |
16.400 |
19.300 |
35.700 |
125.000 |
35.700 |
15.700 |
Tablo ile ilgili açıklamalar aşağıdadır.
c) Mart ve Nisan vergilendirme dönemlerinde mükellefin indirimli orana tabi işlemleri bulunmadığı için iade talebinde bulunabilmesi mümkün değildir. Bu tutar, Mart ve Nisan dönemlerine ait devreden vergi tutarının da altında kaldığından cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarı olarak "Şubat Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV Tutarı" esas alınarak "Nisan Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" tutarı 20.000 TL olarak tespit edilmiştir.
ç) Mayıs vergilendirme dönemindeki indirimli orana tabi teslimlere ilişkin KDV hariç bedel 20.000 TL, işlemin bünyesine giren KDV 900 TL, bu teslimler üzerinden hesaplanan KDV 1.600 TL, yüklenilen ve hesaplanan tutarlar arasındaki fark eksi 700 TL'dir. Bu tutar "Nisan Sonu Kümülatif İade edilebilir KDV" tutarı olan 20.000 TL'den düşülmüş ve "Mayıs Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" tutarı 19.300 TL olarak hesaplanmıştır. Bu dönemde, "Mayıs Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" tutarı, ilgili yıl için belirlenen alt sınır (14.300 TL) ve Şubat/2011 döneminde mahsuben iadesi gerçekleşen (5.700 TL) tutar toplamını aşmadığı için mükellefin iade talebinde bulunması söz konusu değildir.
d) Haziran vergilendirme dönemindeki indirimli orana tabi teslimlerine ilişkin KDV hariç bedel 100.000 TL, işlemin bünyesine giren KDV 24.400 TL, bu teslim üzerinden hesaplanan KDV 8.000 TL, yüklenilen ve hesaplanan tutarlar arasındaki fark 16.400 TL'dir.
Bu tutar "Mayıs Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" tutarı olan 19.300 TL ile toplanmış ve "Haziran Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" tutarı 35.700 TL olarak hesaplanmıştır. Bu tutar kümülatif tutar olup bu tutardan ilgili yıl için belirlenen alt sınır ve daha önce mahsuben iadesi alınan tutar toplamı düşülerek [35.700-(14.300+5.700)]=15.700 TL'nin mahsuben iadesi talep edilmiş ve bu tutarın tamamı mükellefin kendisine ait vergi borçlarına mahsuben iade edilmiştir.
Ayrıca Haziran döneminde iadesi talep edilen tutar, işlem bedelinin 'unu aşmakla birlikte Ocak vergilendirme döneminden iadenin talep edildiği bu döneme kadar azami iade tutarı aşılmadığından iadenin vergi inceleme raporuna göre yerine getirilmesine gerek bulunmamaktadır.
6. Mükellefin Temmuz ve Ağustos vergilendirme dönemlerinde indirimli orana tabi işlemleri bulunmakla beraber diğer işlemleri üzerinden hesaplanan KDV nedeniyle "Ödenecek Vergisi" çıkmıştır. Dolayısıyla bu dönemlerde ilgili dönemler itibariyle iade edilebilir KDV tutarı yerine "devreden KDV" tutarı olan "0" esas alınmıştır.
7. Eylül/2011 vergilendirme döneminde "Devreden KDV" tutarı, "Eylül Sonu Kümülatif İade edilebilir KDV" tutarından düşük olduğundan cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarı olarak yine devreden vergi tutarı alınmıştır. Bu tutar, ilgili yıl için belirlenen alt sınır ve önceki dönemlerde mahsuben iadesi gerçekleşen toplam tutarın (35.700 TL) altında kaldığından mükellef herhangi bir iade talebinde bulunmamıştır.
8. Mükellefin, Ekim/2011 vergilendirme döneminde KDV hariç 180.000 TL; Kasım/2011 vergilendirme döneminde KDV hariç 200.000 TL; indirimli orana tabi işlemi bulunmaktadır. Mükellef, ilgili yıl için belirlenen alt sınır ve önceki dönemlerde mahsuben iadesi gerçekleşen toplam tutarın (35.700 TL) aşıldığı Kasım/2011 vergilendirme döneminde, bu toplam tutarı aşan (40.600-35.700)=4.900 TL'nin mahsuben iadesini talep etmiş, bu tutarın 4.000 TL'lik kısmı mükellefin vergi borçlarına mahsuben iade edilmiştir.
Mükellef, Kasım/2011 vergilendirme dönemindeki iade talebi için aşağıdaki tabloyu hazırlayacaktır.
Tablo 3:
DÖNEM |
İ N D İ R İ M L İ O R A N A T A B İ İ Ş L E M |
FARK |
ÖNCEKİ DÖNEM SONU İADE EDİLEBİLİR KDV TUTARI |
TOPLAM |
DEVREDEN KDV |
CARİ DÖNEM SONU İADE EDİLEBİLİR KDV TUTARI |
MAHSUP EDİLECEK KDV |
||
BEDEL |
HESAPLANAN KDV |
YÜKLENİLEN KDV |
|||||||
(1) |
(2) |
(3) |
(4) |
(5) |
(6) |
(7) |
(8) |
(9) |
(10) |
OCAK |
50.000 |
4.000 |
6.000 |
2.000 |
0 |
2.000 |
50.000 |
2.000 |
0 |
ŞUBAT |
200.000 |
16.000 |
34.000 |
18.000 |
2.000 |
20.000 |
84.000 |
20.000 |
5.700 |
MART |
0 |
0 |
0 |
0 |
20.000 |
20.000 |
90.000 |
20.000 |
0 |
NİSAN |
0 |
0 |
0 |
0 |
20.000 |
20.000 |
110.000 |
20.000 |
0 |
MAYIS |
20.000 |
1.600 |
900 |
-700 |
20.000 |
19.300 |
112.300 |
19.300 |
0 |
HAZİRAN |
100.000 |
8.000 |
24.400 |
16.400 |
19.300 |
35.700 |
125.000 |
35.700 |
15.700 |
TEMMUZ |
150.000 |
12.000 |
18.000 |
6.000 |
35.700 |
41.700 |
0 |
0 |
0 |
AĞUSTOS |
120.000 |
9.600 |
14.600 |
5.000 |
0 |
5.000 |
0 |
0 |
0 |
EYLÜL |
150.000 |
12.000 |
20.000 |
8.000 |
0 |
8.000 |
7.000 |
7.000 |
0 |
EKİM |
180.000 |
14.400 |
30.000 |
15.600 |
7.000 |
22.600 |
55.000 |
22.600 |
0 |
KASIM |
200.000 |
16.000 |
34.000 |
18.000 |
22.600 |
40.600 |
58.000 |
40.600 |
4.900 |
Tablo ile ilgili açıklamalar aşağıdadır.
e) Mükellefin Temmuz ve Ağustos vergilendirme dönemlerinde indirimli orana tabi işlemleri bulunmakla birlikte diğer işlemleri nedeniyle ödenecek vergisi çıktığından bu dönemlere ait cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarı "0" olarak alınmıştır. Bir başka deyişle, devreden vergi tutarı dikkate alınmıştır.
f) Eylül vergilendirme döneminde indirimli orana tabi işlemler nedeniyle yüklenilen vergi tutarı 8.000 TL olarak hesaplanmakla birlikte bu tutar ilgili döneme ait devreden vergi tutarı olan 7.000 TL'den yüksek olduğundan, cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarı yerine yine devreden vergi tutarı dikkate alınmış olup, "Eylül Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" tutarı 7.000 TL olarak hesaplanmıştır.
g) Ekim vergilendirme döneminde indirimli orana tabi teslimlere ilişkin KDV hariç bedel 180.000 TL, işlemin bünyesine giren KDV 30.000 TL, teslimler üzerinden hesaplanan KDV 14.400 TL, yüklenilen ve hesaplanan tutarlar arasındaki fark 15.600 TL'dir. Bu tutar, "Eylül Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" tutarı olan 7.000 TL ile toplanmış ve "Ekim Sonu Kümülatif İade edilebilir KDV" tutarı 22.600 TL olarak hesaplanmıştır.
Ancak bu tutar, ilgili yıl için belirlenen alt sınır (14.300 TL) ve önceki dönemlerde mahsuben iadesi gerçekleşen tutar (21.400 TL) toplamını (35.700 TL) aşmadığından, mükellefin Eylül ve Ekim vergilendirme dönemlerinde iade talebinde bulunması söz konusu değildir.
ğ) Mükellef, Kasım vergilendirme döneminde KDV hariç 200.000 TL'lik indirimli orana tabi teslimde bulunmuş olup, bu işlemin bünyesine giren KDV 34.000 TL, teslimler üzerinden hesaplanan KDV 16.000 TL, yüklenilen ve hesaplanan tutarlar arasındaki fark 18.000 TL'dir. Bu tutar "Ekim Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" tutarı olan 22.600 TL ile toplanmış ve "Kasım Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" tutarı 40.600 TL olarak hesaplanmıştır. Bu tutar, 2011 yılı için belirlenen alt sınır ve önceki dönemlerde mahsuben iadesi gerçekleşen KDV tutarları toplamından büyük olup, aradaki farkın iadesinin talep edilmesi mümkündür. Mükellef de [40.600-(14.300+5.700+15.700)]=4.900 TL'nin mahsuben iadesini talep etmiş, bu tutarın 4.000 TL'lik kısmının mahsuben iadesi gerçekleşmiştir.
9. Mükellefin, Aralık/2011 vergilendirme döneminde KDV hariç 50.000 TL indirimli orana tabi teslimi bulunmaktadır.
10. Mükellef, Aralık vergilendirme döneminde mahsuben iade talebinde bulunmamış, bu dönemdeki indirimli orana tabi işlemlerinden kaynaklanan KDV nin iadesini, Kasım/2011 vergilendirme döneminde mahsuben iadesi gerçekleşmeyen tutarla birlikte izleyen 2012 yılının Şubat vergilendirme döneminde nakden talep etmiştir. Mükellefin Ocak/2012 vergilendirme döneminde 55.000 TL, Şubat/2012 vergilendirme döneminde de 75.000 TL devreden vergisi bulunmaktadır.
Mükellef, Şubat/2012 vergilendirme döneminde yapacağı başvuruda aşağıdaki tabloyu hazırlayacaktır.
Tablo 4:
DÖNEM |
İ N D İ R İ M L İ O R A N A T A B İ İ Ş L E M |
FARK |
ÖNCEKİ DÖNEM SONU İADE EDİLEBİLİR KDV TUTARI |
TOPLAM |
DEVREDEN KDV |
CARİ DÖNEM SONU İADE EDİLEBİLİR KDV TUTARI |
MAHSUP EDİLECEK KDV |
||
BEDEL |
HESAPLANAN KDV |
YÜKLENİLEN KDV |
|||||||
(1) |
(2) |
(3) |
(4) |
(5) |
(6) |
(7) |
(8) |
(9) |
(10) |
OCAK |
50.000 |
4.000 |
6.000 |
2.000 |
0 |
2.000 |
50.000 |
2.000 |
0 |
ŞUBAT |
200.000 |
16.000 |
34.000 |
18.000 |
2.000 |
20.000 |
84.000 |
20.000 |
5.700 |
MART |
0 |
0 |
0 |
0 |
20.000 |
20.000 |
90.000 |
20.000 |
0 |
NİSAN |
0 |
0 |
0 |
0 |
20.000 |
20.000 |
110.000 |
20.000 |
0 |
MAYIS |
20.000 |
1.600 |
900 |
-700 |
20.000 |
19.300 |
112.300 |
19.300 |
0 |
HAZİRAN |
100.000 |
8.000 |
24.400 |
16.400 |
19.300 |
35.700 |
125.000 |
35.700 |
15.700 |
TEMMUZ |
150.000 |
12.000 |
18.000 |
6.000 |
35.700 |
41.700 |
0 |
0 |
0 |
AĞUSTOS |
120.000 |
9.600 |
14.600 |
5.000 |
0 |
5.000 |
0 |
0 |
0 |
EYLÜL |
150.000 |
12.000 |
20.000 |
8.000 |
0 |
8.000 |
7.000 |
7.000 |
0 |
EKİM |
180.000 |
14.400 |
30.000 |
15.600 |
7.000 |
22.600 |
55.000 |
22.600 |
0 |
KASIM |
200.000 |
16.000 |
34.000 |
18.000 |
22.600 |
40.600 |
58.000 |
40.600 |
4.000 |
ARALIK |
50.000 |
4.000 |
13.400 |
9.400 |
40.600 |
50.000 |
80.000 |
50.000 |
0 |
YIL İÇERİSİNDE MAHSUBU GERÇEKLEŞMEYEN İADE TUTARI |
900 |
Tablo ile ilgili açıklamalar aşağıdadır.
h) Aralık vergilendirme dönemindeki indirimli orana tabi teslimlere ilişkin KDV hariç bedel 50.000 TL, işlemin bünyesine giren KDV 13.400 TL, teslimler üzerinden hesaplanan KDV 4.000 TL, yüklenilen ve hesaplanan tutarlar arasındaki fark 9.400 TL'dir. Bu tutar, "Kasım Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" tutarı olan 40.600 TL ile toplanmış ve "Aralık Sonu Kümülatif İade Edilebilir KDV" tutarı 50.000 TL olarak hesaplanmıştır.
Bu tutar aynı zamanda 2011 yılına ait kümülatif iade edilebilir KDV tutarı olup, bu tutardan ilgili yıl için belirlenen alt sınır ve yıl içerisinde mahsuben iadesi gerçekleşen tutarlar düşülmek ve yılı içerisinde iadesi gerçekleşmeyen 900 TL bu tutara ilave edilmek suretiyle iade tutarı, [50.000-(14.300+5700+15.700+4.000)]+900=11.200 TL olarak hesaplanmıştır. Bu tutar, Ocak/2012 ve Şubat/2012 vergilendirme dönemlerindeki devreden KDV tutarlarından düşük olduğundan iadesi talep edilen tutarın tamamı, talebi doğrultusunda mükellefe nakden iade edilecektir.
SONUÇ
KDV kanunu dolaylı vergiler içinde öneme sahip bir vergi türü olup diğer vergi türlerinden ayrı olarak genele yayılmış ve en son nihai tüketiciye kadar ulaşmıştır. Vergi uygulamalarında verginin işletmelere dahili olarak bir yük getirmemesi amaçlanmış ve bu kapsamda yıllar itibariyle iade mekanizması yürütülmüştür. İadeye konu sektörel farklılıklar bulunmakla birlikte esas olan hazineye intikal ettirilen vergi farkının mükellefe iade esası benimsenmiştir. Bu bağlamda yüklenilen kdv ye esas olan harcama tutarlarının gerçek mahiyeti itibariyle oluşturulması ve ödemelerinin belgelerindirilmesi iade konusu işlemlerde önem arz etmektedir. İnşaat sektöründeki yap-sat tabiri konut satışların da iadeye esas olan 150 m²nin altındaki konutlar olup , alış maliyetinde KDV oranı ile yüklenilen tutarların %1 lik KDV oranlı satışlar sonrası hesaplanacak ve ortaya çıkarılacak müspet farkın iadeye konu edilmesidir. Sektörün ön gördüğü maliyetlerin gerçek tutarları tam anlamıyla maliyetlendirildiğinde ve kayıt dışı işçilik maliyetlerinin de gerçek tutarlar üzerinden maliyete yansıtıldığında fiili satış rakamlarının faturalandırılması esası daha doğru olacak ve iade aşamalarında ki konut gerçek fiyat tespiti riskinden de kurtulmuş olacaktır. Bölgesel konut fiyatları farklılık göstermekle birlikte faturalandırılacak tutarın konutun gerçek satış fiyatının yazılması iade aşamasında önem arz etmektedir. KDV iade sistemi kendi içinde kayıt dışılığı önleme açısından da büyük bir rol üstlenmekte olup mali politikaların belirlenmesinde de önem arz etmektedir. İNŞAAT sektörünün kendi içinde sıkıntılarından biride KDV iade işlemleri olup, bu sıkıntılar kayıt dışı işlemlerden kaynaklanmakta ve sektör için büyük bir risk oluşturmaktadır. İdarenin iade işlemlerini geç sonuçlandırılmasında ki temel nedende kayıt dışı harcamaların belgelendirilmemesi ve ortaya çıkarılmasındaki somut varlığın ortaya çırakılma zamanıdır.
Çoğu işletmeler bu sıkıntıların farkında olduğundan dolayı iadeye sıcak bakmamakta ve bu sürecin içine dahil olmamaktadırlar. Bu ise hacimsel harcamaların yükü olan KDV nin bilançolar üzerinde ki rakamsal tutarları şişkinlik göstermektedir. Sektörel incelemelerde de idare bu tutarları önemsemektedir.
Bizim tavsiyemiz, inşaat firmalarının kendi durumlarını inşaata başlanılmadan önce bu konuda tecrübeli olan meslek mensuplarının da görüşü alınarak adım atmaları ve devamında maliyetlendirme , faturalandırma ve ödeme işlemlerini titizlikle takip ederek katlanılacak risklerin önceden saptanmasına yönelik önlemlerin alınması olacaktır.
Bu yazımızda inşaat sektörünün KDV yükü ile ilgili iade işlemleri üzerinde durulmuş olup, bu sektörde faaliyetlerini yürüten tüm işletmelere kolaylıklar diliyorum.
Kaynak:
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri KDV Grup Müdürlüğü
İndirimli Oran İade İşlemleri Uygulaması